5 Temmuz 2007

kıpırdamazsan gider korkma!

Gecenin bir vakti balkonda tek başıma kalıverince hatırladım aslında tırsık bir insan olduğumu. Zaten bir huzur evi ambiyansına sahip sitemizde tüm sakinler uykuya yattıktan- ki aslında saat 11- sonra sessizlik korkutucu boyutlara ulaşıyor. Sadece sessizlik varsa neden korkuyorsun diyorsun di mi? Hemen anlatayım. Balkonun -burası veranda diye mi adlandırılıyordur acaba?- üzeri düğüm düğüm olmuş, yarım metre kalınlığına ulaşmış bir tür sarmaşıkla çevrili. Yani tam şu saniye oturduğum yerin tavanı -gibi- sadece yaprak, dal ve bilmediğim yüz bin çeşit börtü böcekten mürekkep. 4*5 ölçüsünde doğal bir ters halı saha. Haliyle çıtırtı pıtırtı tıkırtı hiç eksik olmuyor. Artık yılan mıdır yarasa mıdır akrep midir kertenkele midir yusufçuk mudur yoksa hepsi birden midir bilmiyorum ama özetle kafama bir şey düşecek diye korkuyorum.

(Gündüz çekilmiş bir resmi fikir versin diye koyuyorum. Mini minnacık bir yazlık evin bahçesine 2 tane koskoca ağacı dikmek kimin fikridir bunu başka bir yazıda tartışırız.)


Normal şartlarda böceklerden-haşerattan korkan biri değilim. Elimle alıp atarım; hiç öyle "ayyy ben çok korkarımmm!" diye kendimi sandalyalerin üzerine atmam. Benim milyonda bir boyutumda bir varlığın bu kadar tantana etmeye değecek bir şey olmadığını bilirim. Buradan da sesleniyorum: Sevgili dişi kardeşlerim, ay ay ay ay diyerek ortalığı birbirine katmayın. Akrep filan olmadıkça bir gazete kağıdıyla küçük canlıyı avcunuzun içine alıp dışarıda bir yerlere savurun. Peki Ayşe arı ne olacak diyorsanız, size Başak'ın geçen sene Çandarlı'ya yayılan muhteşem yöntemini vereyim bari. Bir bardak altlığına koyduğunuz türk kahvesini (pişirmeyin, 2 çay kaşığını kuru halde koyuverin) yakın. Tütsü gibi -göreceli tabii- bir koku yayıyor ve arı filan kalmıyor ortalıkta. Artık bahaneniz kalmadı kendinizi bile şaşırtan 'Ben bu tiz sesi nasıl çıkarabiliyorum?' dedirten sesleri çıkarmak için!!


Şu anki durumum farklı. Kafamın üzerindeler. Aramızda 1 metre var. Buraya kesin branda yapılmalı. Neden orada durmakta ısrar ediyorsun be kadın, saatlerdir vır vır konuşuyorsun derken bir durup düşünmüyorsunuz evin içinde havanın ne kadar sıcak olduğunu!

Bir de şirin canlılar var. Mesela bir kaplumbağamız var; arada bahçeye uğruyor, suluyoruz biz de onu. Geçen sene de geliyordu. Tabii başka bir kaplumbağa olması çok mümkün ama ben öyle düşünmek istemiyorum. Bir de şimdi söylediğim şey yüzünden beni deli sanmayın ama burada bir kurbağa benimle arkadaş olmak istiyor. İlk olarak dün geldi; saatlerce bana baktı. Biraz önce tekrar geldi. Bir gün önce gördüğüm için neredeyse eminim aynı kurbağa olduğuna. Bu sefer sadece gözünü dikip bakmakla kalmadı. Etrafımda zıp zıp zıpladı; resmen 2 tur attı. Korkuyorum. Bana bişey yapacak diye değil, olayın tuhaflığından. Susamış, su istiyor desem -ki kurbağaların insanlarla bu çeşit bir iletişimi var mı hiç bir fikrim yok- her yer ıslak, gerektiğinden çok su var ortalıkta. Acıkmış da olamaz, her yer ot vesaire. Gerçekten ilginç bir an yaşıyorum. Dön dolaş bakalım şapşal kurbağa.








Bir rüya yarın gerçek oluyor. Ben hafta sonu için çooook merak ettiğim Alaçatı'ya gidiyorum. Bugün gelen tatsız bir haber biraz keyfimizi bozmuş olsa da, ufak şeylere can sıkmamak, olduğu gibi kabul etmek lazım diyorum. Di mi ama Nazilli? :)






Veeee yarın Başak'ın doğumgünü!!! Birlikte olamayacağız, bu çok çok çok kötü olsa da artık mesafeler filan pek de mühim değil. Başak burayı çok sever. Annem de burada onu çok özlüyor. Keşke burada kutlasaydık be Başak. Gazinoda pasta keser, akşam da Sarah'ta içerdik. Bu sene daha gidip bakmadım bile yerinde duruyor mu diye. Canım arkadaşım, iyi ki doğdun, iyi ki benim arkadaşımsın. Umarım şu 25 yaşımıza girdiğimiz gibi keyifle gireriz 45imize.

13 yorum:

$afak dedi ki...

Bildiğim kadarııyla Sarah's yerinde. Kurbağa bir prens olabilir mi acaba? (: Belki Nurullah'ın oğlu Osman'dır? ahahaha

uzay dedi ki...

bencede o bir prens
öpsene ;))

aqua / ~~denizbahcesi~~ dedi ki...

bahcedeki agaclar süper bence!!!!!!!
alacatıda süper .ben ki deniz kenarında yasıyorum dusun bana bıle cok degısık geldı baska bır kultur gıbı sokakları falan

HMF dedi ki...

yaa ben de pirenstir o diyecektim:) neyse..

Adsız dedi ki...

Canım arkadaşım çok saol çok duygulandırdın beni ama emin ol kalbim sizinle iyi ki varsınız çok seviyorum sizi...

Aslı Cin dedi ki...

Ayşe, keşke bir iki hafta önce orada olsaydın, sanırım çok yakın yerlerde tatil yaptık :)

Esterhazy dedi ki...

kurbaga yaa, resim acildiginda bile midem bulandi!! gordugum yerde arkama bakmadan deliler gibi kacarim yemin ederim...yilan bile gorsem sogukkanliligimi belki korurum (ki o da yalan:P) ama kurbagaya dayanamiorum. resmi bile korkunc hayvanin...Ayse bak, reca edicim su hayvanla daha fazla munasebet kurma, baska fotolarini ve baska anilarini falan paylasma bizimle. Bu dunyada kurbaga gordugu an gozu kararan ve bayilma moduna gecen insanlar oldugunu unutma :))ayrica zaten tatil yapiyorsun; kiskaniyorum, kiskaniyor, kiskaniyoruz.

Unknown dedi ki...

O kurbaga gercekten cirkinmis, kusura bakma ama ayse! yesil ve kücücük olanları daha sevimli oluyor bana göre ama yine de canli kurbaga sevmem, oyuncak olanlar tercihimdir. evet tatil yapıyosun, kıskanıyoruz, öperim =)

jelatin dedi ki...

İspanyolca kursu ne âlemde?

Adsız dedi ki...

kurbağa prens gibi klişe bi' numarayla kendini öptürücek olan o kurbağa resimden gördüğüm kadarıyla benekli sri lanka kurbağası ki bünyesinde insanı 28 saniyede öldürücek zehire sahip olan bi' mahlukat.(Yıllarımı verdim be Nasyonel Cografike)
Baktın geldi etrafında zıpıdı zıpıdı hareketler yaptı tam havadayken bas tekmeyi uçsun gitsin uzaklara.(Hayvan sevmeyen insanı hiç sevmez teorisinden yola çıkarak şahısların benden nefret etmesini istediğimden böyle şeyler söylüyorum.)
Böyle aleni şekilde yapılan umut taciri şarlatanlıklara prim verme lütfen.

$afak dedi ki...

Ssss, o "bir rüya gerçek oluyor" paragrafının yanındaki sizin duba degil mi? Noolmuş ona öyle?

daphnevega dedi ki...

şafak,
haha! osman da sarah gibi yerli yerinde :) öyle kurbağa istemez, pek çirkin.

uzay,
kurbağa prens, siğillerim ve ben yine de mutlu olur muyuz acaba?

aqua,
alaçatı'dan döndüm, oraya aşık aldum. Fotoğraflar burada olacak. Azzz sonra!:)

hmf,
bu kadar kişi diyorsa bir bildiğiniz vardır diyerek bir dahaki karşılaşmamızda gözümü karartsam mı diye düşünüyorum!

başak,
muckkk kocamannn!

aslı,
Küçük aralar dışında ben ağustos ortasına kadar buralarda olacağım, tekrar yolun düşerse diye..

daphnevega dedi ki...

esterhazy,
:))ayol şirin bir varlık en nihayetinde ama topluma verdiğim rahatsızlığı devam ettirmemek adına çok mühim olmadıkça paylaşmayacağım kurbağa arkadaşımın anılarını!:))

aslı,
çirkin ama gerçekten!!:)turuncu turuncu!herkese darısı başınıza demiş olayım senin vasıtanla, en yakın zamanda tatil yapın!

jelatin,
:) "Gezmeye tozmaya dalmışsın, tatil filan iyi güzel de derslerini de ihmal etme sakın!" gibi algılıyorum bu commentini jela! İspanyolcanın ilk kurunu başarıyla bitirmiş bulunuyorum. Eylülde haftasonu grubuyla 2.kura başlayacağım. Adios!

cornelius,
gözüm açıldı tam şu saniye! boş boş umutlar beslemeyeceğim artık corny. zehirini sıkıvereceğim gördüğüm yerde. duygularımla oynamak neymiş öğrensin!

şafak,
yok o sizin duba. her zaman denize girdiğimiz iskeleyi arkama alıp yüzümü çandarlı'ya doğru döndüğümü düşün, tam orası.