8 Ekim 2007

facebook nation

Facebook var ya facebook, işte ben çok yakın geçmişe kadar kendisinden hiiç haberdar değildim, mutlu mesut yaşıyordum. İnternet başında kayda değer bir zaman harcayan biriyim. Özellikle işe girmeden önceki dönemde uzun saatler internet başında kalıp, uykusuz geceler bile geçirirdim. Gel gör ki internet sevgim, bu tip siteleri merak etmeme, ne yapıyor insanlar burada diye ani üyelikler edinmeme yol açmadı.
*

ICQ'yu severdim, ilk kez internette "birileriyle konuşma" tecrübesi yaşamak ilginç olsa gerek (aa bir de mirc vardı bir zamanlar!), uzunca süre sevdim ICQ'yu. Daha sonra bu "i seek you" kendini mi imha etti, yoksa insanlar benim gibi "18-25/female/ankara" gibi arama sonuçlarının bir hedefi olmaktan bezip üyeliklerini mi iptal ettiler bilmiyorum. Belki de hala kullanan vardır, ben uzun süredir adını bile duymadım.
*


Msn harika bir buluş ama onu da sıklıkla kullandığımı söyleyemem. İtalya'da yaşarken video conversation hayatımızı o kadar kolaylaştırdı ki, hayat boyu minnettar kalacağım msn'e :) Gerek aile bütçemize gerekse istediğimizde istediğimiz kadar konuşabilme özgürlüğümüze yaptığı katkılar gerçekten önemliydi. Bu sayede annem ve babam msn kullanıcısı oldular. Hatta annem olayı emoticon kullanmaya kadar götürdü.. Fakat ne yazık ki hikaye gitgide kötüleşiyor elektronik iletişim araçları tarihçemizde..


*


Hatırlarsınız bir Yonja vardı bir aralar. Ben o siteye hiç üye olmadım ama orası hakkında milyonlarca hikaye duydum. Belki de üye olanların asıl amacına hizmet ediyordur. Efendim benim futbolcu bir arkadaşım var, bilenler bilir, kendisi gece hayatını çok sever, dişi tüm varlıklarla arası iyidir filan, bir futbolcu en nihayetinde :)) Bana bu yaz Yonja'daki hesabından öyle garip şeyler okuttu ve gösterdi ki küçük dilimi yutuyordum. Ki ben de saftirik görmem kendimi, öyle küçük dilimi yutacak hale de sık sık gelmem. Hoş şeyler değildi en nihayetinde, gerçi futbolcu arkadaşım gayet hoş şeyler olduğunu düşünüyordu. İsteyen yapsın tabi aslında, who am i to judge?
*


Bir de adını hatırlayamadığım başka bir site vardı. Benim bu tip şeylere gıcık olduğumu bilen arkadaşlarım bana sitenin ne de güzel olduğunu anlatmak için "bak ama birbirimize fıstık atıyoruz" dediler. "Maymun musunuz neden birbirinize fıstık atıyorsunuz" deyince de, "poker oynamak için; o fıstıklarla poker oynuyoruz" gibi şeyler söylediler. Benim de gözümde küçükken oyunlarda para yerine geçsin diye fasulye taneleri kullandığımız canlandı. Ama dedim biz büyüdük artık. Yine anlaşamadık.
Derkeeen facebook geldi. Geçenlerde Bursa'da yaşayan arkadaşımız Aykan, apandisitinin patlaması nedeniyle kendine verilen raporu, tatil izni gibi algılayıp Ankara'ya geldi. İş çıkışı Coconot'ta cümbür cemaat buluştuk. Bu arada Coconot'un bahçesi oldukça güzel, haftaiçi akşam giderseniz 16-20 yaş grubu kalabalık ortalarda olmadığından, buranın aslında ne kadar şirin bir yer olduğunu farkedebilirsiniz. Neyse efendim, oturduk başladık konuşmaya, konu bir yerlerden facebook'a geldi. Bir tek Nevra ve benim bir 'account'ımız olmadığı anlaşıldı, canımız cicimiz arkadaşlarımız bizi kınadı. Dedim "Tahmin ediyorum ben orayı, ne olacak ki, büyüklere Yonja." "AAAA hayır" dediler, "İlkokul arkadaşlarını buluyorsun, çok harika!" Ulan şu yaşına kadar ilkokul arkadaşlarının dünyanın neresinde, ne halt ettiğini bilmeden nasıl yaşadın??? Hatta daha yeni yorum bırakmıştım yeni okumaya başladığım Özlem'in bloguna, bu facebook furyasıyla çok güzel dalga geçen bir yazıydı. Ben daha o zaman üye değildim facebook'a. Rahat rahat atıp tutuyordum. Artık üyeyim. Atıp tutmaya hakkım var mi bilmiyorum.
*

63 milyon üyesi varmış (oha gerçekten), çok güzel oyunlar varmış, eğer ben istemezsem kimse profilimi görmezmiş, bilgi oyunları varmış, pacman varmış (galiba bu sonuncusundan etkilendim!). Ayşegül'ün de birkaç haftadır sürdürdüğü yoğun ısrarları sonunda siteye olan merakım, inadımı yendi.


Üye oluverdim. En başta her şey çok sakindi. Ayşegül'ü, Doruk'u, Ufuk'u, Kurtuluş'u, Gizem'i, Erdem'i, Şafak'ı filan ekledim. Topu topu 15 kişi filan. Ertesi sabah bir baktım, 5 tane kadar kişiden listesine ekleme izin şeysi (request, how do you say in Turkish?) gelmiş. İtalya'dan sınıf arkadaşlarım da vardı bunların arasında. Nasıl buldular beni hiç ortak arkadaşımız olmadan hala bilmiyorum. Sonra efendim işte üniversiteden yakın bir kaç kişi, üniversiteden arasıra merhabalaştığımız birkaç kişi derken, sıra lise'ye hatta ilkokula geldi. Hadi ilkokul yine daha mantıklı. Daha kafan hiçbir şeye basmazken, anadolu lisesi, kolej sınavları içinde boğulurken arkadaş olmuşsun, sonra da 11 yaşından beri birbirini hiç görmemişsin. Zaten bezelye gibisin. Şimdi bir merhabalaşmaktan ne çıkar di mi? Tamam buna da tamam. Hatta ilkokuldan birkaç arkadaşımla konuştum, mutlu oldum, hakkını yemeyelim bu işe de yarıyormuş gerçekten.
*
Ammavelakin bana devamlı "lise arkadaşlarımdan" "request" geliyor. Bu durum farklı. Bizim lisemiz çok kalabalıktı, herkes birbirini tanımazdı. Sanki bu facebook'ta aynı dönem mezunu olmak, arkadaş olmak demekmiş gibi. Listemde öyle kişiler var ki, lise 1'de aynı sınıfta okumuşuz, belli ki pek kaynaşamamışız; lisenin geriye kalan 2 yılı boyunca birbirimize 2-3 kere merhaba dediysek demişiz. Şimdi siz benimle ne konuşmak istiyosunuz? Ki ben sizi sokakta da görüyorum senelerdir; Ankara ufak bir yer sonuçta, bir kere selamlaştık mı? Sohbet ettik mi? Yok. Sitem etmiyorum. Olaylar böyle gelişmiş. Sen yoluna ben yoluma. Neden sen şimdi listemde olasın? "Kabul etme onları o zaman yabani Ayşe, bu kadar söyleneceğine" demeyin lütfen, kabalık olur, yapamam. Merak etmeden de edemiyorum, şimdi biz kaç kere karşılaştık sokakta, konuşmadık ya, facebook'umuzda kayıtlıyız diye konuşacak mıyız bir daha karşılaşınca? Rica ediyorum, eğer birbirimizi son gördüğümüzde sıcak bir diyalog geçmediyse aramızda, lütfen beni listenize istemeye gelmeyin.
*
Arkadaş listem şu an çok garip olmayan bir sayıda, bakalım bir ay sonra ne olacak. Bir ay sonra zıvanadan çıkmış, yüzlerce arkadaş sayısına ulaşmış bir Ayşe ile karşılaşırsanız bilin ki, bu benim katiyen çılgınca popüler olmamdan, gerçekten de yüzlerce kişilik bir arkadaş çevresine sahip olmamdan filan değil, listelerinde 500 kişi barındırmak isteyen birçok insanla hasbelkader yolumun kesişmiş olmasındandır.
*
Koptuğum ilkokul arkadaşlarım ve şimdiki yakın arkadaşlarım elele tutuşup, oynaya oynaya gelin çocuklaaaar söyleyelim istiyorum. Bi de traveller IQ challenge'ta birinci olmak istiyorum :)
*
*
p.s: Derken, ilkokul arkadaşlarım Ramazan'dan sonra bir buluşma yapmaya karar verdiler.. Al işte Ayşe. Al sana . Oh olsun. Neden bu kadar yabaniyim ben, neden neden sevinemiyorum ne güzel buluşucaz diye? Puff.

15 yorum:

hedonistt dedi ki...

ben de bi heves girmiştim facebook a ama sonradan çok luzumsuz geldi,bide neden bi anda patlama oldu anlamadım...sonuç olarak abaza her yerde abaza ve sna msj attıklarında "off git başımdan" tarzı bi cvp verirsen tüm profilin resimlerin hepsine ulaşabiliyolar :)) 1-2 aya kalmaz yonjadan farkı kalmicak bence,şimdilik kaliteli sayılabilcek seviyede olsada...hem eski arkadaşların adı üzerinde "eski" ne konuşucaksınki geçmişten başka...sanırım postumu buraya yazmış oldm :)) paylaşıyım istedim...hayırlı olsun

Adsız dedi ki...

aayy liseden insanların bulması hiçde kulağa hoş gelmiyo be ayşecim..

Adsız dedi ki...

ben de yaklasık bir ay once falan uye oldum sonra baygınlık geldiiii accoutumu kapattım... cok yakın bir arkadasımdan ii dayandın seklinde bir msj aldım... guzeldi an basta ama gercekten insanlar benim su kadar arkadasım var ben su kadar kisiyi tanıyorum geyigindeler... 30 kisi varsa tas catlasın 6-7 kisi birbirleriyle surekli iletisim halinde... neyse simdilik eglenmene bak...
nube

Tugc dedi ki...

Facebook'un kendisini değil de, oradaki insanları eleştirenlerdenim ben, grupları, zihniyetleri bu kadar fazlaca önüme çıkarıvermesini...
Öyle işte, sinirliyim ben bugünlerde Ayşe..

Adsız dedi ki...

şimdiii
ben senin bazı postlarından çıkardığım sonuçlar ve elde ettiğim ipuçlarıyla kocaman bi ip yaptım:)
önce ne mühendisi olduğunu sonra soyadını keşfettim hatta om'da resmini bile gördüm
facebooka üye olduğumda sana da bakmıştım üye misin diye henüz olmamıştın ama bu yazından sonra tabiki tekrar baktım ve kocaman güneş gözlüklerin ve uzun saçlarınla gülümseyen resmini gördüm
aman yanlış anlama seni rahatsız etmicem çünkü ööle bi niyetim yok
sadece buraya daha sık yazmalısın çünkü hergün okuyorum gazete gibi
ama sen hergün yazamıyosun bari gün aşırı yaz bee:(

daphnevega dedi ki...

hedonist,
bakalım görelim 1-2 aya ne oluyor :)

başak,
:))mezuniyete bile gitmemiştik ya, şimdi hale bak :)

nube,
ah bakalım benim de sonum senin gibi mi alacak, azzz sonra.

tugce,
daha gecen gun en yakın arkadasımla ne bu üzerimizdeki sinir, neden bir türlü gitmiyor diye konuştuk. global bir durum demek ki!

anonymous,
şok şok şok. bende ne güzel kamufle ediyorum kendimi diyodum, seni tebrik ederim! demek ki yapılabiliyormuş, birazcık korktum! Verdiğin detaylardan bunun bir kandırmaca olmadığını hemen anlayıp susuyorum, kocaman gözlüklerimle sana merhaba diyorum :)

dilek79 dedi ki...

bu sefer ağzıma biber sürdüm.

gerçekten hiç samimiyeti olmayan insanların birbirini arkadaş olarak eklemelerini ben de anlamıyorum. 500 arkadaş olunca ne oluyorsa?

en güzel tarafı senin de söylediğin gibi ilkokul arkadaşlarını filan bulmak.

özlem hanım dedi ki...

hadi geçmiş olsun:)

zeya dedi ki...

Ay ben de facebook çılgınlığına kapıldım gidiyorum. İlkokul ,lise ünversite arkadaşları bazılarına seviniyorum çok bazılarını aynı nedenlerden gereksiz buluyorum.
Yakında facebook arkadaş sayısına göre değerlendirileceğiz. İş görüşmelerinde bile sorarlar bence :):)
Söylemedi demeyin söylüyorum bu facebook yüzünden ne kavgalar ne kıskançlıklar kopar görürüz yakında Facebook cinayetleri henüz Türkçesi yok ama Türkçesi çıksın iş zıvanadan çıkar.
Şimdilik ilkokul resimlerimi bulup seviniyorum ben ne zaman kaçarım bilmem bilemem :)

Sanem dedi ki...

Ayse cok akici yaziyorsun, cok net, keyifle okuyorum yazdiklarini her seferinde.

Aslı Cin dedi ki...

Ayşeciğim, her teklifi kabul etmek zorunda değilsin ki. Ne amaçla kullandığına bağlı. Eski dostlardan haber alıp, arkadaşlarınla haberleşmekse, gerçekte arkadaş olmadığın kişileri eklemezsen sorun çıkmıyormuş ;)

daphnevega dedi ki...

dilek,
allah allah çok ilginç.

özlem,
hiç sorma :)

zeya,
ben de bekliyorum ne zaman zıvanadan çıkıcak bu iş diye :)

sanem,
çok teşekkür ederim, mutlu oldum.

aslı,
ama biliyorum kim olduklarını, o yüzden sanki gıcıklık yapıyormuşum gibi olur. "Lisede de gıcıktı zaten bu Ayşe":)) ben de bi tuhafım biliyorum.

Blog Sahibesi dedi ki...

Ayşecim umarım facebook'unda suyunu çıkarmazlar. Çünkü şu an gerçekten bende hergün uzun zamandırt görmediğim arkadaşlarımı görünce şaşırıyorum. Seni de buldum bak haberin olsun :) Saçların ne kadar güzel.Çok kıskandım valla. Güzel kız seni

ipq dedi ki...

ya allah askina birak giciklik olsun, nolucak? bugune kadar okuldan sonra kac gore gordun ku o insani simdiden sonra kac kere goreceksin? ignore et gitsin...

ya da kabul et listende dursun, bunun "hayatimizin bi t aninda yollarimiz kesismisti" demekten otesi anlamina gelmesi gerekmez. bu facebook'u falan cok da ciddiye almamak gerekiyor.

Selin dedi ki...

İlkokul arkadaşları; iş arkadaşları; alt komşu; yazlık arkadaşı; eski erkek arkadaşlarım; yakın arkadaşlarım; lise arkadaşlarım derken en son listeme eklenen kişi: BABAM konusundaki şokumu hala atlamadım.. Hatta Facebook'la ilgili yazı yazmama kararımı bu sebeple bozdum çünkü icq; yonja; xuqa hiç birinde böyle bir sey olmamıştı.. Bu da Facebook'un başarısı sanırım ama nedense itiraf etmek de pek istemiyorum:))