19 Ekim 2007

Giritli


Bu aralar bir hareketlendi hayat. Yazacak çok şey birikti. Sevdim bu dönemi. Yarın sabahın köründe çok sevgili mesleğimle ilgili bir konferansa gidecek olmam gerçeği bile (cumartesi sabah 11, kaçta biter kim bilir) bugün keyfimi bozamadı.

*

İstanbul'dan döneli bir hafta oldu ama İstanbul hakkında yeterince şey yazamadım. Bunların kayda geçmesi gerekiyor. Hayatımı devamlı kayda geçiriyorum ya, bazen gülüyorum. Napolyon'um sanki :) Sanki tarihe önemli notlar düşüyormuş gibi nerede yemek yemişim, o gün kendimi nasıl hissetmişim bunlar hep burada yazılı olacak. Bir yandan da defterim var tabi bazı şeyler oraya gidiyor. Mühim şeyler olmayabilir. Kendi kişisel tarihimiz olacak işte blog, defterler, fotoğraflar. Hatta o sırada seyredilmiş filmler, okunmuş kitaplar. Ve benim için nedense en çok iz bırakan yenen yemekler.
*

İstanbul'da geçen bayram tatili'nin en mekanlarından biri, belki de gittiğimiz tüm mekanlarda gördüğümüz en güzel sofralardan biri. Giritli. Sultanahmet'te. Biz burayı bilmiyorduk önceden, çok iyi oldu öğrendiğimiz. Dışarıda çok güzel bir avlusu var, ne yazık ki hava elverişli değildi 24 saat yağmurlu İstanbul'da. İçerdide, en üst katta cam kenarı bir masamız oldu. Şöyle bir fikrim var: eğer rakı-balık mekanı aydınlıksa, müziksizse yemeklerine odaklanılmasını istiyor, farklı dikkat dağıtıcılara ihtiyaç duymuyor. Bu tabii ki genel geçer bir kavram değil. Çok güzel yerler var loş, müzikli ama nedense benim için en iyiler listesine girebilmiş yerler hep aydınlık, hep müziksiz yerler. Kalbur, Bay Nihat, Ege.. Şimdi bir de Giritli.
*

Ne yediğinizi görebiliyorsunuz, bu benim için önemli tabi :) Sağ üstteki deniz ürünlü şehriye. Nice to meet you. Masum görüntüsü altında süper lezzetli. Evde denenebilir. Denenecektir. Böyle şeyler nedense hep dışarıda daha güzel oluyor.
*

Giritli'de siz içeri girer girmez masanızı tıklım tıklım dolduruyorlar. Ya da bize mi böyle oldu? Sanmıyorum. Masa tıklım tıklım doluyor. Bu kadar çeşitli mezeyi masada bir arada görmek her yerde mümkün olmaz. Oldukça ilginç mezeleri var. Ahtapot carpaccio. Daha önce Wok'ta gördüğümüz bu ilginç carpaccio'yu rakı masasına daha çok yakıştırdım.
*

O gece çok yedik, çok içtik. Benim kafam gayet iyiydi masadan kalkarken ki, bir de gece devam etti..
*

Mezeler çok güzeldi, balıklar çok lezzetliydi, masamız gayet keyifliydi. Tatlı benim için hayati bir faktör değil. Ama buradaki tatlı inanılmazdı. Hala tadı damağımda.Dondurmalı lokma mı olurmuş? Yaparlarsa olurmuş. Lokma hep satılsa ya her yerde. Sokakta yaz-kış alabilsek. Dondurmayla çok yakışmışlar birbirlerine. Benim bu kombinasyondan hiç haberim yoktu. Cafe'de uygulamasına geçilmesine bile karar verildi o gece, bakalım görelim :))


Giritli'de sürprizler bitmek bilmedi. Tatlımızı da yedik, olmazsa olmaz türk kahvesine sıra geldi. Türk kahvesi bir tepsi likörle birlikte geliyor! Tepsideki likörlerden seç beğen al yapıyorsunuz. Sakız likörü içtim ben. Özledim sakızlı her şeyi. Sakız likörünün türk kahvesiyle ne kadar harika olduğunu tekrar hatırladık. Biraz Alaçatı tadı aldık. Sallana sallana çıktık :))


Giritli çok özenli bir yer. Lezzet için uğraşan, detaycı birinin yarattığı belli her şeyi. Ellerine sağlık diyoruz, Yıldızlı Pekiyi veriyoruz. Ankara'da da var olduğu rivayet edilen Giritli'yi yakın zamanda keşfe çıkıyoruz.

15 yorum:

zeya dedi ki...

Ben eski defterleri, eski yazıları sonradan okuyup aa şunu d ayapmıştım bak o zaman şöyleymişim diye düşünmeyi seviyorum. İnsan ne kadar ben değişmedim dese de oradan anlıyor değiştiğini :):)
Giritli mutlaka gidilecekler listesine alındı bile
Sevgileeer

Adsız dedi ki...

ank da giritli en kısa zamanda denenmeli... bu arada gecenlerde arkdaslarımla konusurken aklıma geldi cunda da sakızlı kurabiye yemelisin(belki denemissindir iki tipi var yumusak ve sert yumasak olanı super) nefis cok ozlemisizzzzzz...
nube...

Adsız dedi ki...

Şeker ne güzel video bu izlememiştim sağol. Bir de yeni ofisin mutfağına fayanslara vs bittim bol kazançlar olsun inşallah canım.

Adsız dedi ki...

ayşecim ilk yorumum sana değildi onu silersin blogger pencereleri karıştı :)

Pardon ya sana şunu yazıcaktım bu giritliden haberim yoktu bizde bu tarz bir yere gidelim diye konuştuk da rica etsem linke tıkladım İstanbul telefonunu aldım toplu organizasyonda da 30 kişi üzeri indirim yapıyorlarmış canım bilgi vereyim dedim teşekkür ederim sana

Tugc dedi ki...

Ya canım istedi benim!

Aslı Cin dedi ki...

Çok methini duyup gidemediğim bir yer Giritli. İnşallah bir gün ...

k.i.s.d. dedi ki...

Oburgillerden bir kişicik olduğum için yeme-içme içerikli yazılarının hedef kitlesine aitim diyebilirim rahatlıkla:) Bu Giritliyi çok merak ettim, en kısa zamanda gitmek istiyorum. Ve en çok da sakız likörünü merak ettim. Çok nefis ve değişik bişey olmalı. Sahi sakızlı likörü nasıl yapıyorlar acaba? Hani eskiden tüm likörler evde yapılırmış, vişne - şeftali gibi yaz meyvelerinin likörleri kışın ikram edilirmiş, ev sahibinin zerafetini ve özenini gösterirmiş bu ikramlar. Acaba biz denesek o günlerde yapılan likörlerin tadını kokusunu tutturabilir miyiz ki?

İyi çalışmalar.

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

resimlerden güzel bir yere benziyor en kısa zamanda ben de gitmek isterim

daphnevega dedi ki...

zeya,
evet ne kadar yerinde ya da şapşalca davrandığını hatırlamak güzel. hepimiz biraz da bu yüzden bu blog işindeyiz galiba.

nube,
yemez olur muyum? sakızlı her şeye bayılıyorum!!

eda,
senin yorumların beni pek güldürüyor. aslen bana yazdığın yoruma da decoder bağlasak iyi olur sanki, ben bişey anlamadım çünkü :)

tuğçe,
şu an ofisteki masamda printerın donmuş kartuşu açılsın diye, sıcak suya kartuş daldırmışken, ben de orada olabilmeyi diliyorum tuğçecim.

aslı,
sevgili istanbullular, elinizdekilerin kıymetini biliniz, vakit buldukça buralara gidiniz lütfen!!!

kisd,
sanki oradakilerin de ev yapımı olduğunu söylemişlerdi, kafam çok iyiydi o gün, uyduruyor olabilirim o yüzden, öğrenmek gerek. evde yapmak? hımm, denersen haber ver, ben de denemek isterim.

esra,
giderseniz beni anın efendim :)

Adsız dedi ki...

ya benim de yorumum vaaaar:)
evde denenmeli demişsin ya o şey nası bişey ki evde deniyelim çok mrk ettimmmm! nası yapcas evdeeeeeeee

Adsız dedi ki...

ben san a geceyle ilgili hatılatmalar yapabilirim arkadasım:) bizleri hatırlıyo musun?:)
o likörlerin hepsi ev yapımı oranın sahibi Ayşe hnm yapıyo kardeş.

Adsız dedi ki...

merhaba,

öyle güzel anlatmışsınız ki sanırım ilk istanbul seyahatinde giritlide bulacağım kendimi :))

nefissss

Ayrıca burası ne güzel bir yermiş böyle.. Pek sevdim blogunuzu...

B5 dedi ki...

Guzel bir yere benziyor. Sayende TR deki kisitli zaman yetmeyecek tum bunlari yapmaya... Belki bu ilkbahar deneyebilirim burayi..
Dondurma ve lokma? Guzel ikili gibi. En son bir yunan lokantasinda yiyebildim...

(Sen boyle diyorsun ama Ankara`da o kisa is gezilerimle bile bana kendini sevdirmisti ;))

evinkedisi dedi ki...

Ayşe'cim yine ağız sulandıracak nitelikte fotoğraflamışız :) Lütfen ülke dışında yaşayan ve böyle ha dedi mi meze falan bulamayan bizleri de düşününüz efendim allah allahhhhh!

Bu arada iki yerin yorumunu bir yere yapayım. Araba konusunda frenlerin tutmamış ya büyük geçmişler olsun demek istiyorum. Bizim ailede bu aksamat bozma işi aynen benim annede de vardır. Anneannemde de varmış hatta bir gün babam anneme kızmış da anneannem de babama çok sinirlenmiş bizimki gaza basıp giderken bir okkalı beddua yemiş, olay aynen arabanın motorundan dumanlar çıkarak babamın eve gelmesiyle sonuçlanmış :(

Bu kadın milletinin cadı diye engizisyon mahkemelerine gönderilmesinde var bir sebep desene :)

Afiyetler olsun :)

daphnevega dedi ki...

anonim,
bu nası bi yorum yahu?

başak,
ayşe hanım'a söyle, de ki benim bi ayşe var arkadadşım en güzel şeyleri o yapar, bu likörleri kesin sen yapmamışsındır de :)

zerrin-miss,
teşekkür ederim :)

b5,
tek amacımız türkiye gourmet guide oluşturmak :) belki bir gün.. Ankara, hımm. Ankara sevgim gelip gidiyor, 20 senedir sabitleyemedim :))

evin kedisi,
haha!! çok güldüm yorumuna! :)evet di mi yıllar önce anlaşılmış bizdeki tuhaflık ama medeniyete geçmişiz de kurtulmuşuz :))