20 Şubat 2008

and the Oscar goes to..

Yine Oscar zamanı geldi çattı. 24 Şubat Pazar, her zamanki gibi Kodak Theatre'da yapılacak olan 80. Oscar gecesini bu sefer Jon Stewart sunacak. Türkiye için çok da tanıdık bir sima olmasa da, 2006 yılı Oscar törenini başarılı şekilde sunması sebebiyle benim için uygundur! Kimse Billy Crystal gibi sunamaz ama, o ayrı.
*
Benim için Oscarların yaklaşması demek telaşlı günler demek; evde geçirilen her dakikayı film seyrederek geçirmek demek. O zaman kadar seyredilmemiş mümkünse tüm aday filmleri, mümkün değilse öne çıkan ya da seveceğimi düşündüklerimi bir an önce yalayıp yutmak demek. Oscar gecesinden önce tahminlerimi oluşturmak en sevdiğim şeylerden biri. Ailesel bir şey olsa gerek bu. Küçüklüğümden beri evde tüm güzellik yarışmaları, Eurovizyon, Oscarlar, Kral TV müzik ödülleri gibi bilimum ödül törenini jüri edasıyla seyreden bir aileyiz. Herkes kendi oyunu verir, en başarılı tahmini yapan sanki kendisi Oscar kazanmış gibi hallere bürünür filan. Eğlencelidir, tavsiye ederim.
*
Öncelikle bu senenin Oscar adaylarının nazikçe beni çooook fazla heyecanlandırmadığını söylemek isterim. Aman Tanrım, hepsi harika bu filmlerin, ne olacak şimdi diye tasalanamadığım için buruk bir Oscar töreni olacak benim için. Yine de tabii ki harika oyunculuklar ve farklı yapımlar var. Hollywood antipatimiz, görkemli Oscar törenlerine yenik düşünüyor. Haydi bakalım bu senenin Oscar incelemesi ve tahminlerine başlayalım. Törenden sonra da bir Ne kadar tutturmuşuz, nerede yanlış yaptık? yazısı yazarım belki, zevkli olur.
*
Senenin ağır topları No Country for Old Men, There will be Blood ve Atonement. 7 dalda adaylık sahibi Michael Clayton ise ağır top filan değil bence!
*
En iyi film

Atonement
Juno
Michael Clayton
No Country for Old Men
There Will Be Blood
*
Atonement, bir uyarlama senaryo. Pride and Prejudice'i seyretmiş olanlar için Bana her şey bir yerden tanıdık dedirtecek bir film. Konu güzel, işleniş sağlam. Çocukça bir aşkın yol açtığı bir iftira ve bu iftirayı izleyen gelişmelerin bir aileye yaptıklarının hikayesi. Keira Knigtley'i bir türlü sevemememden kaynaklı olarak filme pek ısınamadım. Görüntülerin, görüntü yönetmenliğinin, oyunculukların hakkını yememek gerek. En zayıf halka Keira gitsin, gerisi kalsın. Akademi üyeleri pek bir severler Brit hikayeleri. Atonement güçlü bir aday.
*
Juno, bu senenin sürprizi. Little Miss Sunshine'ı sevenlerin bayılacağı bir film. Neden böyle düşündüğümü de bilmiyorum. Hard Candy'de seyrettiğimiz Ellen Page, başrolde harikalar yaratıyor. 16 yaşındayken ilk beraberliğinden hamile kalan ve bebeğini, çocuk sahibi olmak isteyen bir aileye vermeye karar veren liseli Juno'nun hikayesi. Sıcacık bir film. Belki biraz gerçeklikten uzak, özellikle de bizim için.. Juno'nun parlak zekası, inci gibi döşenmiş replikler ve sarıp sarmalayan soundtrack'i ile çok güzel. Gel gör ki, sanki bu kategoriye ait olmayan bir şeyler var. En iyi film olmasını sağlayacak görkeme sahip değil. Oscar almaması önemli değil, Juno senenin en iyi filmlerden biri.
*
Michael Clayton, bu sene beni en çok şaşırtan aday. 7 dalda hem de. Sinemalarda gösterildiğinde konusunu okuyup da gitmeye gerek görmemiştim, aday olduktan sonra seyrettim. Seyrettikten sonra, Allah Allah biz bu filmi yüz kere görmüştük önceden dedim. Özellikle Tom Wilkinson ve George Clooney başarılı ama film klişelerle dolu. Hala anlayabilmiş değilim neden bu kadar çok adaylık aldığını.
*
No Country for Old Men, bu senenin tartışmalı filmi. Sevenler, sevmeyenler kadar çok. Para peşinde iyi ve kötü adamlar, güney Amerika hikayesi. Film sinema tarihin en soğukkanlı katillerinden birini sunuyor bize. Javier Bardem uzun yıllar hatırlanacak bir karakter yaratıyor, ayakta aklışlanmayı hak ediyor. Tommy Lee Jones her zamanki gibi muhteşem. Ben filmi sevmekten çok ondan etkilendiğimi söylemek isterim. Senaryo çok iyi, diyaloglar ağzımızın bir karış açılmasına neden olacak kadar sürükleyici. İkinci güçlü aday No Country for Old Men.
*
There will be Blood sarsıcı. Aklıma geldikçe garip duygular uyandırıyor bende. Baba-oğul ilişkisi, vahşi petrol işi ve haliyle para ve din gibi konularda kafamıza dan dan indirilen gerçekler. Sinema tarihi için nur topu gibi bir başyapıt. Bana inanmıyorsanız imdb'ye inanın. Daniel Day Lewis hakkında daha sonra konuşmak istiyorum. Geren geren geren müzik. Radiohead parmağı en nihayetinde. Büyük sinemasal tatmin veren ama yine de rahatsız eden bir film. Her yönüyle çok sağlam ama bana yine de en iyi film ödülünü almayacak gibi geliyor. Biraz fazla mı ağır ne?
*
Tahminim No Country for Old Men ama Atonement alırsa da çok şaşırmam. Juno alırsa şaşırırım ve sevinirim.
*
En iyi yönetmen
*
"The Diving Bell and the Butterfly" Julian Schnabel
"Juno" Jason Reitman
"Michael Clayton" Tony Gilroy
"No Country for Old Men" Joel Coen and Ethan Coen
"There Will Be Blood" Paul Thomas Anderson
*
Bu kategorideki filmlerden The Diving Bell and the Butterfly'ı henüz izlemedim. Günlerdir bekletiyorum, bir türlü elim gitmiyor. Yönetiminin oldukça iyi olduğunu okuyoruz her yerde. Geri kalan adaylar arasında bir tahmin yapmak gerekirse, Juno ve Michael Clayton'ı en başta eleyip No Country for Old Men ve There will be Blood'ı çarpıştırmamız gerekir. İkisi de birbirinden başarılı bu iki film için bir tahmin yapmak gerçekten zor. No Country for Old Men daha ağır basıyor. Yüzde altmış beş diyelim. Paul Thomas Anderson ve Coan kardeşler ödülü hak ediyorlar. Bölüştürüp versinler. Tamam tamam, adayım No Country for Old Men ile Coen kardeşler.
*
En iyi erkek oyuncu
*
George Clooney "Michael Clayton"
Daniel Day-Lewis "There Will Be Blood"
Johnny Depp "Sweeney Todd The Demon Barber of Fleet Street"
Tommy Lee Jones "In the Valley of Elah"
Viggo Mortensen "Eastern Promises"
*
Bu kategoride bir sürpriz olmasını beklemiyorum. Daniel Day Lewis tanrısal bir oyuncu ve bu ödülü o hak ediyor. George Clooney bu ödülü alırsa jüri üyelerinin sinema bilgisinden şüphe duyacağım. Johnny Depp ve Tim Burton muhteşem ikilisinin son şaheseri Sweeney Todd'u çok çok çok sevdim. Johnny Depp'in oyunculuğunun artık bir Oscarla taçlandırılmasının vakti geldi de geçiyor ama Daniel Day Lewis'in varlığı yüzünden Depp'in şansına küsmesi gerekiyor. Aynı şey Viggo Mortensen için de gerekli. Bir diğer yürüyen karizma örneği olan Mortensen'e (ve dövmelerine) Eastern Promises'te hayran kaldıysak da, Depp ile aynı kaderi paylaşması kuvvetle muhtemel görünüyor. In the Valley of Elah seyredemediğim filmlerden biri, Tommy Lee Jones'un çok başarılı olduğuna eminim. Ödülü o alırsa törenden önce seyredemediğim için üzüleceğim.
*
Adayım Daniel Day-Lewis. Kendisine tapıyorum.
*
En iyi kadın oyuncu
*
Cate Blanchett "Elizabeth: The Golden Age"
Julie Christie "Away from Her"
Marion Cotillard "La Vie en Rose"
Laura Linney "The Savages"
Ellen Page "Juno"
*
Bu kategoride seyrettiğim sadece 2 film var ne yazık ki. Bu yüzden biraz havada kalacak tahminim. Marion Cotillard'ın Edith Piaf'ı canlandırdığı La Vie en Rose'u seyretmedim ama Altın Küre'yi kapmasından mütevellit kendisi bu daldaki güçlü adaylardan biri. Juno'daki Ellen Page'e bayıldığımı söylemiştim ama yine de kendisi bu ödül için oldukça genç ve tecrübesiz. Zaten bu parlaklıkta devam ederse birçok kez burada görürüz onu, bu yaşta bir adaylık bile kariyeri açısından bir zıplama. Cate Blanchett'ten hiç hoşlanmıyorum. İyi bir oyuncu olduğunu kabul ediyorum ama onun o buz gibi halini tavrını bir türlü sevemiyorum. Yine de Elizabeth'teki rolünün ve oyunculuğunun Oscar için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyorum. Akademi'nin de bu tip filmleri pek sevdiği göz önünde bulundurulursa, Cate Blanchett'in ödülü alması bana en yüksek ihtimal gibi görünüyor. Geçen sene bu daldaki ödülü Helen Mirren'ın alması dolayısıyla iki sene üstüste kraliçelere ödül verilip verilmeyeceği ise bir tartışma konusu olabilir.
*
Adayım Elizabeth ile Cate Blachett.
*
Kısa kısa kısa kısa
*
- En iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü yüzde bir milyon Javier Bardem'in olacak. Canım Javier Bardem.
- Cate Blachett bu sene hem en iyi kadın oyuncu hem de en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında aday. Bob Dylan'ı canlandırdığı I'm not There ile iki adaylıkta da sapasağlam duran Blanchett, bana kalırsa ödülü Atonement'teki 1994 doğumlu Saoirse Ronan'a kaptırabilir.
- Bu sene en büyük rekabet sanat yönetimi dalında yaşanıyor bence. Atonement, There will be Blood ve Sweeney Todd bu dalda parıldayan adaylar. Ben derim Sweeney Todd alsın, onlar gidip There will be Blood'a verirler.
- Uyarlama senaryo Atonement'e gider, orijinal senaryo da Juno'ya.
*
Hayıflanmalar
*
- 4 months, 3 weeks, 2 days neden yok en iyi yabancı film adayları arasında?
- Helena Bonham Carter en iyi kadın oyuncu adayları arasında nerede, ben mi göremiyorum?
- Hadi saat farkı anlıyoruz; burada gece 3lerde başlıyor tören de, neden pazar akşamı, neden cumartesi değil?
*
Belli başlıklar altında bu seneki nacizane Oscar incelememiz böylee. Geçen seneki töreni hatırlamak isteyenler için back to the future. Ah çok heyecanlıyım, bakalım neler olacak.

10 yorum:

Deniz dedi ki...

Cate ödül alırsa (alır) C.Zeta Jones gibi hamile hamile sahneye çıkacak :) Bu da magazinel bir ayrıntı, aniden aklıma geldi. Ben de tahminlerde bulunmayı, hatta NTV de bir Oscar toto olur, onu işaretlemeyi ihmal etmem. Töreni izlerken de bir başlangıcını izlerim, sonra uykum gelir. Saati kurup sonunu izlemek üzere uyurum. Zira en heyecanlı kısmı sonudur :) Sonra da "töreni izledim" derim utanmadan :)

Adsız dedi ki...

Bugun aksam yemegine giderken trafik cok yogundu, meger kirmizi haliyi sermisler, trafigin o yone akisi kapanmis, herkes telas icinde hazirliklarla ugrasiyor. Pazar gunu icin yagmur gorunuyor, semsiye lazim.

Esterhazy dedi ki...

Sizinki de bi sey mi? Ben eskiden hani bu guzellik yarismalari daha populerken, onlarda bile kendi ilk onumu olusturur, kac tanesini tutturmusum diye merakla beklerdim. Manyaklik iste...

Oscar icin en iyi kadin oyuncu bence Cate ablaya gitmez. Dedigin gibi gecen sene de bi kraliceye gitti, bi de Edith Piaf'i oynayan Marion Cotillard gercekten inanilmaz. Bi dee Cate ablayi nasi sevmezsin Ayse! Dunyanin en guzel kadini yaaa, karsimda buz gibi dursun sadece konussun yani, dehset bi insan.

En iyi yardimci erkek icin Javier Abi'nin almasini cok istiyorum ama akademinin ustaya son bi kiyak gecelim konseptli Hal Holbrook'a vermesinden korkuyorum odulu. Gerci adamcagiz filmde muhtesemdi ama yine de gonlumuz Javier Abi'den yana.

Onun disinda, en iyi film Atonement, en iyi yonetmen ise zerre begenmedigim No Country For Old Men'in yonetmen(ler)i Coen kaardeslere gider diyorum, bitiriyorum lafimi. Hicbiri tutmazsa da yapacak bi sey yok artik :)

Bng.U dedi ki...

JUNO.. en iyi film mi? Bence sevimli bir film ama en iyi filmi hakedecek kadar da iddialı olduğunu düşünmüyorum.. Ben izlediğimde vakit geçirmelik bir film olarak düşündüm..merakla sonuçları bekliyorum..

daphnevega dedi ki...

deniz,
ntv'deki totoyu ben de doldurdum :)) bu seferkini seyredebileceğimi sanmıyorum, ertesi günkülerle avunucam artık, cumartesi olsa ne güzel olurdu oysa ki..

mz,
aman tanrım, birileri olay yerinden bildiriyor, yağmur filan dinlemeyip giderdim ben olsam, sen de git mutlaka :))

ozan,
Cate alamasın bence de ama o alır gibi geliyor. Asıl sen nasıl seversin yahu, buzzzz gibi. Şimdi Trolhattan'da Cate abla gibi bisürü vardır diye düşünüyorum doğru mudur acaba?:) Bakalım ne derece tutturuyoruz Ozan beyy heyecanla bekliyoruz!

ccc,
Yok zaten ben de Juno en iyi film demedim, hatta bu ödülü almak için yeterince görkemli bulunmayacağını söyledim. Ödülü alamayacak ama senenin en iyi filmlerinden biri bana göre. Bakalım görelim, en iyi orijinal seraryoyu alacağına dair güçlü hislerim var!

Herbert dedi ki...

fazla yapay gelmiyor mu yani size oscarlar? böyle bir körler sağırlar birbirini ağırlar, akademi üyelerini kafalayan düdüğü çalar durumu??

Mr.TGM dedi ki...

Herbert haklı..
Yaşasın Cannes:)

Adsız dedi ki...

Bizim gidip orada beklememiz zor. Zaten heveslileri coktan kamp kurmaya baslamistir. Pazar gunu yapilacak daha guzel seyler var. Belki bir gun etraftan davetiye ayarlayip iceri girebilirsek...

Aslı Cin dedi ki...

Ayşe, ben de geleneği bozmayarak bir Oscar yazısı yazdım, ama senin yazına da bayıldım, link ekledim yazımın altına.

Hemfikiriz çoğunlukla. Ama Herbert'in yorumuna da fena halde katılıyorum doğrusu.

daphnevega dedi ki...

herbert,
Evet zaten filmler de en süper şahanesinden olmuyor ama törenlere karşı bir zaafımız var. Nicole Kidman ne giyecekmiş filan bunlar önemli şeyler.

mr.tgm,
Ben de yorum görünce ooo demiştim bakalım mr.tgm neler demiş, tahminlerimiz tutmuş mu. Cannes olsun onun hakkında da konuşuruz canım, cık cık cık.

mz,
Oooo davetiye filan, tabi benim için hayal bunlar, civarında olmak bile güzel olsa gerek.

aslı cin,
Bu sene çok büyük sürprizler olmayacak gibi görünüyor. Tamam yahu Oscar en süper şahane ödüldür demiyoruz ama o ihtişam beni büyülüyor, Herbert beye söyliycem ortalığı karıştırmasın:)