9 Ağustos 2007

ışıklı kabağın altında

Ben galiba buraya çok alıştım. Çandarlı'ya yani. İnsanın belki de orta yaş civarındayken düşünmesi alışılageldik "sessiz sakin sahil kasabasında yaşama fikri" bana her zamankinden yakın geliyor. Ve tabii ki de uzak bir yandan.. Buradaki domatesler kendi başlarına yemek gibi yenebiliyor. Mis gibi kokan kıpkırmızı domatesler var ve sudan ucuzlar. Her taraftan taze otlar fışkırıyor ve salatamızı mini mini bahçemizden kopardığımız roka ve nanelerle hazırlıyoruz. Pazarda tuğla büyüklüğünde kalıp beyaz peynirler neredeyse kutu kola fiyatına.
Karşımda deniz var, hiçbir zaman bunaltıcı sıcak yok. Burada yaz-kış yaşayanlar çoğalıyor. Henüz annem ve babam bile senenin 6 ayını burada geçirme fikrini hayata geçirememişken benim bu rüyalara dalmam çok mantıksız biliyorum.


Zaten sen şehir kızısın diyorum kendime. Nasıl gidersin her hafta sinemaya, nasıl çıkarsın yemeklere değişik restoranlarda? Kızlarla buluşup da gülemezsin eskisi gibi. Belki eskisi kadar çok kitaba, dergiye de ulaşamazsın. Cafe açacaksın ya ilerde, gelişmeleri nasıl takip edeceksin? Peki ya New York hayalleri ne olacak? Puff.. Evet şehir kızıyım kabul ediyorum. Aklımın ve kalbimin de bir kısmını burada bırakıyorum o ayrı. Ne tam öyle ne tam böyle. Bunda da sivri köşelerim olmayıversin.



Şimdi burada 20 yıllık arkadaşlarımla tatil yapıyoruz. Hergün program aynı. Kahvaltı, kahvaltı sonrası anneyle türk kahvesi, balkonda gazete, sonra deniz. Biraz denizde oyalanıp kitap okuduktan sonra o günkü keyfimize göre americano, king veya tavla maratonu. Eve gel, duş al, akşam yemeği. Gazinoda tekrar arkadaşlarla buluşma. Çandarlı'ya inme, orada Sarah's ta oturup 2-3'e kadar sohbet etme. Eve gel, Maxi'yi sustur, kapıyı kitle, kitap oku. Uyu. Hayat güzel. Rutin ama ben yerim böyle rutinliği. Bundan güzel şey mi olur? Gazinocunun oğlu Osman bana Salem Light bile getiriyor. Ekmek elden su gölden. Her gün kağıt oynarken yanında pide yiyorum. Geleli 4-5 gün oldu ben nerdeyse 2 kilo almışım. Mutlu ve şişman bir balonum ben. Bu eve hiç yakışmayan dijital tartıyla uzaktan bakışıyoruz. Öğlenleri pide yemeyi bırakınca tartıya tekrar çıkmayı kabul edeceğim.




Bir gün Ankara'ya geri döneceksin, susuzluktan kırılacaksın ana temalı bir comment almak istemiyorum. Çünkü buradayım ben. Daha buradayım.




Bu sabah Başak'la evde ortası delik lokma hayalleri kurarken, komşulardan biri aşağıda deniz kıyısında birinin lokma döktürdüğünü söyledi. Burası cennet değilse neresi söyleyebilir misiniz? Bütün site gidip kaselerce tatlı ve tuzlu lokma (tuzlu lokma mı? pişi gibi işte) doldurduk. Kocaman kazanda pişiriyorlardı. Öylesine yaptırmış biri. Tüm siteye dağıtıyordu. Herkez gitmiş tencerelerine kaselerine dolduruyordu. Film karesi gibiydi. Eve gelip her biri birer ufak çörek büyüklüğündeki lokmaların tuzlu olanından 3, tatlı olanından 2 tane yedim. Hala midem bulanıyor. Ama çok güzeldi. Ayarım yok benim, sorun bu.


Assos'u bilir misiniz? Biliyorsanız bana da anlatabilir misiniz? 4 gün için Assos'a kaçmak gibi bir plan var. Assos'da ne yapılır, ne edilir, civarında nereye gidilir, hangi restoran iyidir, nerede yüzülür, 4 gün Assos'a çok mudur falan filan. Her türlü bilgiye açığım.



Sizi bu sabah kendi çektiğim "küçük kaplumbağanın azmi" konulu videoyla başbaşa bırakıyorum. Belki siz de benim kadar eğlenirsiniz!



16 yorum:

Adsız dedi ki...

selam ayşe,
sana asos'la ilgili bilgi verebilirim.
Asos kahvesinde oturmak yada kızıl andezit taşından yapılmış evlerin arasında dolaşmak çok keyiflidir. dar çıkmaz sokaklarında oraya özgü pansiyonlar vardır.
gün batımından önce Atena Tapınağı'na çıkmanı tavsiye ederim. yürüyüş 20 dakika kadar sürüyor. yol boyunca köylülerin, kekik, el işi gibi tezgahlarına rastlarsın. tapınağın midilli'ye doğru manzarası olağanüstüdür.
Asos'un küçük ve hoş antik bir limanı vardır. sıra sıra balık lokantaları da oradadır. keyifle balığını yiyebilirisin. hemen karşısındaki dondurmacıdan sıcak dondurma yemeni tavsiye derim.
sahilde, balık lokantalarının civarında butik oteller, pansiyonlar vardır.
balıkçı limanının en hoş yeri, tahta masa ve sandalyeli kahvesidir. balıkçılar sohbet eder, biraz ötedeki platformlarda yastıkların üzerinde tatilciler güneşlenir.
geceleride oldukça hareketlidir.
en fazla 4 gün yada 3 gün kalınabilir fazlası sıkabilir..
sevgiler..

sevgilikeNdim dedi ki...

Durup durup ilk resme bakıyorum, ağzım sulandı ya.

bembi dedi ki...

tadını çıkartıyor olman ne güzel! ben denize bakarken "bak bu deniz, bu gerçek, hayal deyil" deyip duruyorum.. bu arada bu kaplumbağalar sonsuza kadar bunu yapacaklarmış gibi görünüyorlar :))) çooook komikler!

k.i.s.d. dedi ki...

Merhaba,
Assosla ilgili yazıma yorum bırakmışsın sana hemen detaylı bilgi vereyim. Eğer amacın denize girmek ve sadece dinlenmekse Assos'ta çok keyifli 4 gün geçirirsin. Eşimle ikimiz kişilik olaraktan öyle durduğu yerde pek durmayanlardanız sanırım. Sadece 1 gün dayanabildim ben bütün günü plajda geçirmeye :) Zaten öncesinde o kadar çok gezmiştik ki görecek yer kalmamıştı.
4 günün çok geldiğini düşünürseniz minibüse atlayıp Altınoluk'a gidin ve dağlara çıkın, mutlaka. Kaz dağı safari turuyla ilgili yazımı da okumanı tavsiye ederim.
İyi eğlenceler:)

aqua / ~~denizbahcesi~~ dedi ki...

:)

HMF dedi ki...

Ayse,
hep diyorum surekli diyorum. Assos Kucukkuyuya cok yakin. Assos kucukkuyu yolunda Balikci Yahya var. mezeleri enfes. ayaklarin denizde yiyorsun baliklarini. dilersen telefonunu verebilirim. sanirim onceden arayip balik var mi? biz gelecegiz demek faydali oluyor.

bir de kucukkuyuya gidince yesilyurt koyune cikin. mesela bir aksamustu, butik otellerin bahcelerinden birinde birsey icin. Oneri Tayfun Taliopoglunun "Yol Konagi" isimli oteli. Esi Filiz hanim cok sevecen ve ilgili..

Yine assos kucukkuyu yolunda, yesilyurt koyundeki otellerin plajlari var. Manici otelin plajina gitmistik. Cok keyifli bir yerdi. Enteresan bir farki yok ama guzeldi..aklinda olsun..

sessiz balik dedi ki...

naçizane bir fikir
ben internette gezerken mest oluyorum kazdağları gerçekten ilgi çekici ama bize çoook uzak hem yolu hem de izin yok ki.sen hazır oralardeyken düşünmez misin ? çetmihan veya manici kasrı mesela...

Aslı Cin dedi ki...

Ayşeciğim, bir dahaki yaz için rehber niteliğinde bir blog oldun, böyle de ulvi görevlerin var senin, boş oturduğunu sanma.

Bak ne diyorum Assos'u çok dinledim ama bir de senden dinlemeyi çok isterim.

Aslı Cin dedi ki...

Off Ayşeeee, video ancak bitti, bayıldım ben bu azma,hahaha!

daphnevega dedi ki...

anonim,
hepsini not aldım, çok teşekkürler.

canan,
taze roka ve domatesi küçük küçük doğra. 2-3 diş sarımsağı döv zeytinyağıyla karıştırıp salatanın üzerine dök. birazcık da nar ekşisiyle tadından yenmez!:)

bembi,
biz zavallı ankaralılar, 3 lt su görsek böyle serseme mi dönüyoruz nedir?:)) kaplumbağaları da evlat edindim devamlı oynuyoruz:)

k.i.s.d,
yazın da bana çok faydalı olmuştu, gelip bu bu ek bilgileri verdiğin için de çok teşekkür ederim!:)

aqua,
hımm neye acaba?

hmf,
Kelime kelime yazdım, telefonu da verirsen çok sevinirim hatta oraya gidip sonradan yazabilirim bile belki! küçükkuyu ha? tamam ben bu konuya eğileyim bir.

sessiz balık,
evet benim de aklıma geldi. olabilir neden olmasın? o çetmihan ilk gördüğümden beri aklımda. bu sefer olmasa bile bir ara zaman yaratıp mutlaka kazdağlarını görmek istiyorum. teşekkürler!

aslı,
hahaha! kendimi blog dünyasına adıyorum rehber olarak aslı!! Gidip dönüp hemen güzel bir assos yazısı yazıyım ben. çok merak ediyorum, bakalım güzel geçecek mi?:)

sebotuna dedi ki...

Ayşe bu yazın beni de sekiz sene önceye götürdü en sene 24 yaşında böyle bir tatil yaptım, ben de Şarköy için aynı duygular içindeyim. İnsanlara 2 hafta tatil nasıl yeter ki diyordum bana 3 ay yetmiyorken. Şimdi 8 senedir bifiil çalıştığım için ancak koca yazda bir veya iki kere gidebiliyorum ancak :(( çok üzücü... Bu günlerinin kıymetini bil bence... Şebnem

Adsız dedi ki...

Şarköy cidden çok güzel ay canım lokma da çekti Ayşe'cik :)

daphnevega dedi ki...

şebnem,
evet ben de aynı duygular içindeyim ama bir yerden sonra da öyle olması gerekiyor galiba istesek de istemesek de.. bakalım 8 sene sonra ben neler düşünüyor olacağım?:)

eda,
lokmalar şahaneydi eda cidden. şarköy'ü çok kişi söyledi. galiba 4 gün bana tüm bunları görmek için yetmeyecek!:)

jelatin dedi ki...

Ayy! Sıkıldım, gel artık.

Unknown dedi ki...

:) bende lokmalara takildim :) Candarlida adet gibi birsey devamli lokma dokuluyor, gecen gunde denizdeyken baktik kuruldu kazanlar dokuldu lokmalar :) hatta belkide sizin yediklerinizden ayni gundu sanirim:) kuzenler 5er tane yerken buket sadece 1 tane yedi :( dugune kadar dahada incelmesi hic olmazsa su azicik incelmis halini korumasi gerekiyormus :( lokmalar hala aklimda :)

daphnevega dedi ki...

jelatin,
geliyim yemeğe gidelim.

buket,
vallahi harika bir olaymış buket bu, ben senelerdir geliyorum daha önce rastlamamıştım. senin bu evlilik hazırlıkları filan yüzünden hiç rahatsız etmiyim diye aramıyorum, 17-24ağustos arası hariç ağustos sonuna kadar çandarlı'dayım. müsait olursan görüşelim:)