serendipity

Kızlar tuvaleti: (erkekler okumasa da olur ilerleyen iki paragrafı)

Sonunda yüz yıldır istediğim bol katlı saçlara sahip oldum. Kuaförden çıkınca çok güzeldi ama hala banyodan sonra nasıl baş etmem gerektiğini bilmiyorum. Zaten bu konuda kesinlikle çok kabiliyetsiz biriyim, altından nasıl kalkacağım bilmiyorum. Yine de içten içe rapunzel ve pırasa füzyonu saçlarıma 40 yaşına gelmeden önce değişik bir şey yaptırabildiğim için mutluyum. Olayın komik detayı ise rapunzel-pırasa saçlarımı dünyada en çok seven 2 insandan biri olan Esra'nın (diğeri de Nevra zaten. Esra Nevra'nın ablası, benim de ablam sayılır.) tam saçıma ilk makas darbesi vurulacakken içeri dalıp "Aaaa hayır, tam zamanında gelmişim! Kesmeyin!" demesiydi. Kuaförüm, hayatıma giren diğer kuaförlerin aksine mantıklı bir insan. Beni dinler, istediğimi yapar, "ucundan aldırmak" teriminin manasını bilir. Bu sefer de mutlu çıktım kuaförden. Yeni saçlarımla kendi kendime baş etmek için bir yöntem geliştirirsem çok mutlu olacağım, geliştiremesem de mecburen mutlu olacağım çünkü devamlı kuaföre gidecek sabır ve istek yok bende. Makaslanmış saçların yerdeki görüntüsü çok hazindi. Bir postiş çıkabilirdi sanırım. Kafam hafifledi yemin ederim.

Ankara'da yaşayan ve mümkünse düğün dernek mazisi olan blogger arkadaşlarıma seslenmek istiyorum-eğer ki böyle birileri varsa tabii-. Bahsettiğim üzere, Başak kardeş evleniyor. Ayşe arkadaşınız da şahit olacak. Kendine gerçekten güzel bir elbise bulması gerekiyor. Nevra ile Ankara mağazalarını dolaşıyoruz. Bu abiye konusu çok zormuş gerçekten. 1. İnanılmaz pahalı 2. Zevkli bir şeyler bulmak çok zor, genelde her şey çok kıro. Ki mesela geçen gün Nevra beni arayıp Network'te bişeyler olduğunu söyledi ama fiyatını söyleyince galiba biraz fazla ses çıkarmış olmalıyım ki Nevra "Ayşeeee kulağım patladııı!" diye bağırmaya başladı. Gel gör ki Roman, İpekyol gibi mağazalarda abiye giysilere baktıkça fiyatların hep bu civarda olduğunu gördüm. Ama böyle olmaz ki! Sürekli düğüne gidenler elbiselerini nereden alıyorlar sormak istiyorum size. Bugün de Ümitköy civarında dışardan hiç de afilli görünmeyen bir butikte çok şahane mor bir elbise denedim. Dükkan sahibesi teyze, elime de harika bir çanta ve bilezik tutuşturdu. Sanırsınız prenses oldum :) Ve Nevra elbisenin fiyatını sorarak peri masalını bitirdi. Elbise 1,600 YTL imiş. Küçük dilim artık içeride bir yerlerde ikamet ediyor. Vücuduma hayatım boyunca değen en pahalı giysiyi mağazada terk ettim. Çok çok yakınının düğününe giderken benzer problem yaşamış ve bunu başarıyla çözmüş çaışma arkadaşları arıyoruz! Ankara'da bu abiye işinin piyasası nedir? Nereye gitmek, nerelere bakmak gerek? Şık ve mantıklı abiye elbise nereden bulunur? Fikir verebilen olursa çok memnun olurum, gerçekten.

Unisex:

Filmekimi'nin başlamasına uzaktan hasetle bakıyorum. Ben kendi listemi yaptım. Bir yerden edinilecek filmler listesi. Çok büyük kısmı Ankara'ya uğramaz bile çünkü. Belki diyorum Vicky Cristina Barcelona gelir. Belki de küçük bir ihitmal Rachel Getting Married. Ben en çok Bi-mong ve Choke'u merak ediyorum.

Wall-e sevdiğim filmler listesine üst sıralardan giriş yaptı. İzlediğiniz çoğu romantik komediden daha romantik bulabilirsiniz. Benim için öyleydi. Filmi izlerken bu animasyon filmi için ne kadar çok dahi insanın çalıştığını düşündüm. Ve bun insanların gidip mesela Nasa gibi (örneğe bak!) bir yerde değil de, böylesine keyifli bir endüstride çalışma kararını nasıl verebildiğini anlamaya çalıştım. Mesela bu olay bizde bir ailede gelişecek olsa aile kesin "Oğlum çizgi filmci mi olacaksın orada fezayla ilgili bir şeyler yapmak varken?" der. Belki de demez. Avrupa Yakası'nın sonundaki yalnış çekimleri (?) izlerken birçok farklı ortamda, farklı yaş gurubundan insanın "Oh valla ne güzel. Hem çalışıyorlar hem eğleniyorlar!" dediğini işittim. Demek ki herkese cazip gelen bu. İşten herkesin beklentisi aynı. Temel'li bir fıkra var ama terbiyem müsait değil.

Bu arada Karanlıktaki Adam'ın şimdilik Masumiyet Müzesi'nin üzerine ilaç gibi geldiğini söylemeliyim. Masumiyet Müzesi'nin halihazırda Türk halkının başucu kitabı olduğu şu sıralarda belki benim gibi "Bunun üzerine gerçekten çok seveceğim bir şey okumak istiyorum!" diye düşünen varsa önermek isterim.

Silinen SMS'ler nereye gidiyor diye düşündüm bugün birkaç kez.